Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) tarafından kurulan Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu, uzun süredir devam eden çalışmaların ardından, 34 harften oluşan Ortak Türk Alfabesi üzerinde mutabakata vardı. Türk Akademisi’nin duyurduğu bu gelişme, Türk dünyası arasındaki kültürel ve dilsel bağları güçlendirmek adına atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Merkezi Kazakistan’ın başkenti Astana’da bulunan Türk Akademisi, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de 9-11 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilen 3. Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu toplantısının başarıyla tamamlandığını açıkladı. Türk Akademisi ve Türk Dil Kurumu iş birliğiyle düzenlenen bu toplantıya, TDT üyesi ülkelerin temsilcileri katıldı.

Türk Dilleri İçin Ortak Alfabe Projesinde Uzlaşı
Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu’nun gerçekleştirdiği toplantının temel amacının, iki yıldır süren çalışmaların sonucunu almak olduğu belirtilen açıklamada, 1991 yılında bilim insanları tarafından önerilen Latin tabanlı Ortak Türk Alfabesi projesinin kapsamlı bir şekilde değerlendirildiği ifade edildi. Yapılan görüşmelerin ardından, 34 harften oluşan ve Türk dillerinin fonem yapısına uygun bir alfabe önerisi üzerinde uzlaşı sağlandı.
Ortak Alfabe, Dil Birliğini Güçlendirecek
Toplantının ardından yapılan açıklamada, Ortak Türk Alfabesi’nin, Türk halkları arasında dil birliğini ve kültürel yakınlaşmayı teşvik etmesi açısından büyük bir önem taşıdığı vurgulandı. Ayrıca, bu yeni alfabenin, Türk dillerinin zengin dil mirasını korumak ve geleceğe taşımak adına önemli bir adım olduğu belirtildi. Bu tarihi gelişmenin, Türk devletleri arasındaki iş birliğini daha da güçlendireceği ifade edildi.
Türk Akademisi ve Türk Dil Kurumu, bu süreçte değerli katkılarda bulunan tüm Türk devletlerinin hükümetlerine ve komisyon üyelerine teşekkürlerini sundu. Ayrıca, Ortak Türk Alfabesi’nin hayata geçirilmesi için tüm ilgili kurumların desteği çağrısında bulunuldu.
Kaç çeşit Türk alfabesi vardır?
Tarihte ve günümüzde kullanılan çeşitli Türk alfabeleri bulunmaktadır. İşte önemli Türk alfabelerinden bazıları:
- Göktürk Alfabesi (Orhun Alfabesi): Türklerin bilinen en eski alfabesidir. Göktürk Kitabeleri’nde kullanılmıştır. 38 harften oluşur (4 ünlü, 34 ünsüz).
- Uygur Alfabesi: 8. yüzyıldan itibaren Uygur Türkleri tarafından kullanılmaya başlanmıştır. 18 harften oluşur ve Soğd alfabesinden türemiştir.
- Arap Alfabesi: İslamiyet’in kabulünden sonra Türkler tarafından kullanılan bir alfabe olmuştur. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaygın olarak kullanılmıştır. 28 harfli Arap alfabesi, Türkçeye uygun hale getirilerek kullanılmıştır.
- Kiril Alfabesi: Sovyetler Birliği döneminde Orta Asya, Kafkasya ve Sibirya’da yaşayan Türk toplulukları tarafından kullanılmıştır. Günümüzde bazı Türk halkları, özellikle Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’da yaşayan bazı topluluklar tarafından kullanılmaya devam etmektedir.
- Latin Alfabesi: 1928’de Türkiye’de Atatürk’ün önderliğinde yapılan Harf İnkılabı ile Latin alfabesi kabul edilmiştir. Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan ve bazı diğer Türk devletlerinde bugün Latin alfabesi kullanılmaktadır.
- Yenilikçi Ortak Türk Alfabesi: 2023’te önerilen ve Türk Devletleri Teşkilatı tarafından 34 harften oluşacak şekilde önerilen bu alfabe, Latin tabanlı olup, Türk dünyası arasında dilsel birlik sağlama amacını taşımaktadır.
Bu alfabeler, Türk halklarının coğrafi, tarihi ve kültürel çeşitliliğini yansıtan önemli yazı sistemleridir.
Gerçek Türkçe hangi alfabe?
“Gerçek Türkçe” terimiyle hangi alfabenin kastedildiği, tarihsel ve kültürel bağlama göre değişiklik gösterir. Türklerin tarih boyunca kullandığı alfabeler, coğrafi yayılımları, din ve kültür etkileriyle çeşitlilik göstermiştir. Ancak “Türk dili” veya “Türkçenin özüne en uygun alfabe” denildiğinde, tarihsel süreçte en çok kullanılan ve Türklerin ilk yazılı eserlerini verdikleri alfabeler şu şekilde öne çıkar:
1. Göktürk Alfabesi (Orhun Alfabesi)
Türklerin ilk yazılı eserleri olan Orhun Kitabeleri, bu alfabe ile yazılmıştır. Göktürk alfabesi, M.S. 8. yüzyılda Göktürkler döneminde kullanılmış ve Türkçenin bilinen ilk yazılı kaynakları bu alfabe ile kaydedilmiştir. Bu nedenle, Göktürk alfabesi, tarihsel anlamda “Türkçenin en eski ve orijinal alfabesi” olarak kabul edilir.
2. Uygur Alfabesi
Göktürklerden sonra Türkler arasında yaygın olarak kullanılan bir başka alfabe Uygur alfabesi olmuştur. Bu alfabe, özellikle Türkistan’da Uygur Türkleri tarafından kullanılmış ve Budizm, Maniheizm ve Hristiyanlık gibi dinlere ait eserler bu alfabe ile yazılmıştır.
3. Arap Alfabesi
Türklerin İslamiyet’i kabul etmesiyle birlikte Arap alfabesi kullanılmaya başlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Türkçe, Arap harfleri ile yazılmıştır. Bu alfabe, Türkçeye uzun süre hizmet etmiş olsa da Türkçenin ses yapısına tam olarak uygun değildir.
4. Latin Alfabesi
1928 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin Harf İnkılabı ile Latin alfabesi kabul edildi. Bu alfabe, Türkçenin seslerini daha doğru ve kolay ifade edebilmek için düzenlendi ve modern Türkçe için en yaygın olarak kullanılan yazı sistemi haline geldi.
Sonuç:
Tarihsel anlamda, “gerçek Türkçe” en eski yazı sistemleriyle ilişkilendirilirse Göktürk Alfabesi Türklerin ilk kullandığı ve Türkçenin en eski formunu kaydeden alfabe olarak öne çıkar. Ancak modern dönemde, Latin alfabesi, Türkiye ve bazı diğer Türk devletlerinde Türkçenin yazımı için yaygın olarak kullanılmaktadır.
Her alfabenin Türk dili ve kültürüne farklı dönemlerde katkıları olmuştur, bu yüzden “gerçek Türkçe” ifadesi, hangi döneme odaklanıldığına göre değişir.
Ortak Türkçe ne demek?
Ortak Türkçe, Türk dünyasında konuşulan farklı lehçeler ve ağızlar arasında anlaşılmayı kolaylaştırmak amacıyla geliştirilen bir dil ve iletişim formudur. Türk devletleri ve toplulukları arasında, özellikle Türk devletleri teşkilatı ve diğer uluslararası kurumlar aracılığıyla, dil birliğini güçlendirmek amacıyla üzerinde çalışılan bir konsepttir. Temel amacı, Türk dünyasındaki farklı topluluklar arasında ortak bir iletişim dilini oluşturarak dilsel ve kültürel bağları güçlendirmektir.
Ortak Türkçe’nin Başlıca Özellikleri:
- Lehçe Farklılıklarını Aşmak: Türk dünyasında konuşulan lehçeler (Türkiye Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Kazakça, Kırgızca, Türkmence vb.) bazı farklılıklar gösterir. Ortak Türkçe, bu lehçeler arasındaki iletişimi kolaylaştıracak şekilde standart bir dil oluşturmaya çalışır.
- Modern İhtiyaçlara Uyum: Ortak Türkçe, hem kültürel mirası koruyarak hem de modern dilin ihtiyaçlarına cevap vererek gelişmektedir. Bu bağlamda ortak alfabe çalışmaları da gündeme gelmiştir (örn. 34 harften oluşan Ortak Türk Alfabesi).
- Eğitim ve İletişimde Kullanım: Ortak Türkçe, Türk devletleri arasındaki eğitim, medya ve diplomasi alanında daha etkin bir iletişim sağlamak amacıyla desteklenmektedir. Ayrıca, farklı Türk toplulukları arasındaki kültürel etkileşimleri artırmayı hedefler.
- Türk Dünyasında Birlik ve Dayanışma: Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) ve diğer Türk dünyası organizasyonları, dil birliğini güçlendirmenin, kültürel ve politik işbirliğini artıracağını savunmaktadır. Bu sebeple, ortak Türkçe üzerine yapılan çalışmalar, Türk halklarının dilsel yakınlığını pekiştirme amacını taşır.
Özetle:
Ortak Türkçe, Türkçe konuşan farklı topluluklar arasında dil birliğini ve anlaşılabilirliği sağlamak için oluşturulan bir dil formu olarak tanımlanabilir. Bu, Türk halklarının dilsel mirasını koruma ve ortak bir kültürel bağ oluşturma çabalarının bir parçasıdır.
Orjinal Türkçe hangi dilde?
“Orijinal Türkçe” ifadesi, Türk dilinin en eski ve en özgün halini sorgulayan bir terimdir. Bu, Türkçenin kökenlerine ve ilk kullanımına dair bir sorudur. Türkçenin orijinal hali, tarihsel gelişim içinde farklı dönemlerde çeşitli dil formlarında kullanılmıştır. İşte “orijinal Türkçe” ile ilgili bazı önemli noktalar:
1. Göktürk Türkçesi (Orhun Türkçesi)
Türkçenin bilinen en eski yazılı belgeleri Göktürk Yazıtları ya da diğer adıyla Orhun Kitabeleri‘dir. Bu yazıtlar, 8. yüzyılda yazılmış olup, Göktürkler dönemine aittir. Bu yazıtlar Göktürk alfabesi ile yazılmıştır ve dilin en eski biçimi olarak kabul edilir. Bu nedenle “orijinal Türkçe” denildiğinde, Göktürk Türkçesi en eski ve köklü örneklerden biridir.
2. Eski Türkçe Dönemi
Türk dilinin tarihsel dönemlerinden biri olan Eski Türkçe (M.S. 6.-13. yüzyıllar arası) döneminde kullanılan dil, Türkçenin en eski şekillerinden biridir. Bu dönemde, Göktürk Türkçesi ve Uygur Türkçesi önemli yazılı dil örnekleridir. Uygur Türkleri, Budist ve Maniheist metinleri Uygur alfabesiyle yazmışlardır.
3. Türkçenin Sözlü Dönemi
Yazılı kaynaklardan önce, Türkçenin kökeni büyük oranda sözlü bir dil formu olarak var olmuştur. Türk boylarının, göçebe bir yaşam sürdürdükleri dönemlerde sözlü olarak aktarılan destanlar ve hikayeler “orijinal Türkçe”nin ilk izlerini taşır.
4. Türkçenin Gelişimi
Türkçe, tarihin farklı dönemlerinde çeşitli alfabelerle yazılmış ve farklı coğrafyalarda farklılaşmıştır:
- Göktürk Alfabesi: Orijinal Türkçenin ilk yazılı formudur.
- Uygur Alfabesi: Göktürklerden sonra gelen dönemlerde kullanılmıştır.
- Arap Alfabesi: İslamiyet’in kabulünden sonra Türkler tarafından kullanılmıştır.
- Kiril Alfabesi: Sovyetler Birliği döneminde bazı Türk toplulukları tarafından kullanılmıştır.
- Latin Alfabesi: 1928’de Türkiye’de kabul edilen modern alfabe.
Sonuç:
“Orijinal Türkçe”, tarihsel olarak Göktürk Türkçesi ile başlar ve bu dil formu, Türk dilinin bilinen en eski yazılı hali olarak kabul edilir. Ancak Türkçenin sözlü geçmişi, yazıya dökülmeden önceki dönemlerde de var olmuştur. Bu nedenle, Türkçenin “orijinal” formunu, tarihsel gelişiminin bir parçası olarak değerlendirmek gerekir.





