Rumeli’nin Yunus Emre’si: Kaygusuz Vizeli Alaeddin
Türk Halk Edebiyatında “Vizeli Kaygusuz Alaeddin” olarak tanınan şairin doğum yılı tam olarak bilinmese de, çeşitli kaynaklar onun 1562 veya 1563 yıllarında öldüğünü belirtir. Trakya Halk Edebiyatı araştırmacısı Yrd. Doç. Dr. Özcan Aygün’e göre ise Vizeli Kaygusuz Alaeddin’in 1523 yılında doğmuş olabileceği düşünülmektedir. Kaygusuz Alaeddin, Anadolu ve Rumeli’de yaygın olan Bayrami Melâmileri tarikatına bağlıdır ve bu kesimin önde gelen isimlerinden biri olarak tanınır. Özellikle Hayrabolulu Sarban Baba’nın halifesi olduğu ve Vize’de tekkesi bulunduğu bilinmektedir.
Osmanlı Devleti’nin yükseliş döneminde Trakya’da halk ve tasavvuf edebiyatının geliştiği bir dönemde, Vizeli Kaygusuz Alaeddin; tasavvuf, halk ve tekke şiirleri ile büyük bir etki yaratmıştır. Yunus Emre’nin dilini ve üslubunu takip eden Kaygusuz Alaeddin, Rumeli’nin aydınlanmasında önemli bir rol oynamış, Trakya ve Anadolu’da halk arasında şiirleri dolaşmıştır. Vize’de kurduğu tekkesinde öğrencilerine ders veren ve onlara hocalık yapan şair, halk arasında “Rumeli’nin Yunus Emre’si” olarak anılmıştır.
Vizeli Kaygusuz Alaeddin hakkında en detaylı çalışmalar 1932 yılında Abdülbaki Gölpınarlı tarafından yapılmıştır. Gölpınarlı’nın araştırmalarında, şaire ait 58 şiirin tespit edildiği ve bu şiirlerin çoğunun hece vezniyle yazıldığı belirlenmiştir. Kaygusuz Alaeddin, şiirlerinde hece veznini Pîri Hacı Bayram Veli gibi ustalıkla kullanmış ve kendisinden sonra gelenlere örnek olmuştur. Şiirlerinde tasavvufi öğeler bulunması, onun Bayramiye tarikatının Melâmi koluna bağlı olduğunu ve inançlarının şiirlerine yansıdığını göstermektedir.
Vizeli Kaygusuz Alaeddin, yalnızca Trakya ve Rumeli’nin değil, tüm Türk Halk Edebiyatı’nın önemli isimlerinden biri olarak kabul edilir. Yunus Emre’nin izinden giden bu büyük şairin şiirleri, dönemler boyunca ilgiyle okunmuş ve halk arasında yayılmıştır.
Şairin, insanın kendini keşfetmesine dair anlamlı bir dörtlüğü şöyledir:
“
Gezme serseri böyle
Deme şundadır ya bunda
Kaygusuz bu ma’na
Sen sende iste bul seni.
“
Bu dörtlükte, Kaygusuz Alaeddin insanın kendi özünü keşfetmesinin önemine vurgu yapmaktadır.