Ahmet Aşıcı, 1935 yılında Kırklareli’nde, 1924’te Türkiye’ye gelen mübadil bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Eğitim hayatına Kırklareli Erkek Sanat Enstitüsünde başladı ve buradan mezun olduktan sonra dört yıl boyunca çeşitli işlerde çalıştı. Ancak yükseköğrenim arzusu nedeniyle Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu’na devam etti ve burada dört yıl eğitim aldıktan sonra öğretmenlik mesleğine Muş Sanat Enstitüsü’nde adım attı. Bu süreçte ailesine destek olarak kardeşlerinin eğitimine de katkıda bulundu.
Türkiye genelinde açılan bir sınavı kazanarak devlet bursuyla Fransa’da eğitim alan Aşıcı, dönüşünde Milli Eğitim Bakanlığı Araştırma, Değerlendirme ve Geliştirme (AR-DE-GE) Şube Müdür Yardımcılığı görevine atandı. Türkiye’nin eğitim sistemini güçlendirme çabaları çerçevesinde, Batılı ülkelerin eğitim programlarını inceleyerek, Teknisyen Okulları’nın kurulması ve geliştirilmesi için çalışmalarda bulundu. Bu okullar, köy enstitüleri gibi yenilikçi bir eğitim modeline sahip olmasına rağmen bir süre sonra kapatıldı.
Aşıcı, devlet memuriyeti boyunca Bakanlık Müşaviri olarak da hizmet verdi. Eğitimde daha fazla katkı sağlayamayacağını düşündüğü noktada emekliliği tercih etti ve otomotiv sanayinde yedi yıl çalıştıktan sonra kendi imalat sanayisini kurarak 20 yıl boyunca sanayide girişimcilik yaptı. Aynı zamanda çevre konularına duyarlı bir birey olarak binlerce fidan yetiştirmiş ve çevreye kazandırmıştır. Zeytincilik konusundaki raporları sayesinde üreticilerin destek primi alması için çaba sarf etti ve bu başarıyı elde etti.
Ahmet Aşıcı, eğitimci, girişimci, yazar ve gazeteci kimliğiyle bilinir. İstanbul Kent Yaşam Gazetesi’nde iki yıl Ortadoğu uzmanı ve köşe yazarı olarak çalışmış, sorumlu yazı işleri müdürlüğü yapmıştır. Çölleşme üzerine yazdığı 31 bin dizelik destansı şiirini Berlin Operası’na sunmuş ve sahneye taşınması için Berlin Operası’na vermiştir. Edebiyatçı bir Cumhuriyet öğretmeniyle 47 yıldır evli olan Aşıcı’nın iki tıp doktoru kızı ve dört torunu bulunmaktadır.
Atatürkçü bir yaşam sürdüren Ahmet Aşıcı, Kırklareli’ne olan sevgisiyle tanınmakta ve katıldığı geziler ile yaptığı bilimsel çevirileri yayınlayarak yaşamını üretkenlikle devam ettirmektedir.